Ballıca mağarasının soğan biçimli sarkıtları olan dünyanın ender mağaralarından biri olduğunu biliyor musunuz?
Girişinden itibaren yaklaşık 700m merdivenlerden aşağıya yürüyerek 95m derinliğinde tabanına ulaşılabilen bu mağarada milyonlarca yılda oluşmuş çok farklı şekillerde sarkıt ve dikitler bulunmaktadır. Mağaranın ziyarete açılan bölümü, Havuzlu Salon, Çamurlu Salon, Damlataşlar Salonu, Yarasalı Salon, Fosil Salonu, Çöküntü Salon, Sütunlar Salonu ve Mantarlı Salon gibi sekiz bölüm olarak düzenlenmiştir.

Soğan biçimli sarkıtlar tabana inildiğinde görülür. Sarkıt ve dikitlere ışık tutarsanız, ışık geçiren, transparan olanlarda oluşumun devam ettiği, ışık geçirmeyenlerde oluşumun tamamlanmış olduğu anlaşılır.

Mağara içerisinde insanlara zarar vermeyen yarasalar vardır. Mağara içindeki böcekleri ve zararlı partikülleri yiyerek içerideki havanın filtre edilmesini sağlarlar. Yarasalar akşam olunca toplu halde mağaradan çıkarak yiyecek bulmaya giderler, bu toplu hareketleri ve kanat çırpmaları ile mağara girişinde biriken kirli havayı uzaklaştırır ve sabaha karşı yine toplu halde mağaraya giriş yaparken kanat çırpmalarıyla içeriye temiz havanın dolmasını sağlarlar, yani doğal hava sirkülasyonu oluştururlar.

Ballıca mağarası ilginç görünümlü sarkıt ve dikitleriyle Anadolu'nun en büyük mağaralarından biridir. Mağara içerisindeki bol oksijen rahat nefes alıp vermeyi kolaylaştırdığından koah ve astım hastaları tarafından tercih edilen bir mekandır. Bol oksijen dolayısıyla hemen herkes aşağıya yorulmadan inip çıkabilir.

Mağaradan adımınızı içeriye atar atmaz müthiş bir görsel şölenle karşılanırsınız, yavaş yavaş tabana doğru yürürken doğanın milyonlarca yılda sabırla, özenip bezeyerek oluşturduğu bu eşsiz güzelliği mağara adeta fısıldar gibi kendisini size anlatır.

Yakup Demirli