• +90 312 446 16 14
  • MAIDAN İş ve Yaşam Mrk. Bilkent Kavşağı / Ankara
  • yasarozgok@gmail.com
Profesyonel Destek Almak İçin
Randevu Alabilirsiniz
Randevu Al

Hasta Bilgilendirme

Ürolojik Tanı – Tedavi Anti Aging

Prostat Nedir?

Erkeklerde bulunur. Yalnızca erkeklerde bulunur. İdrar kesesi altında lokalize ve mesane çıkışında yer alan bir bezdir. Menide bulunan bir sıvı salgılar. Ortalama büyüklüğü 15-25 ml’dir
Yaşlanmaya bağlı olarak yavaş yavaş büyür .

Prostat erkeklerde bulunan ve idrar kesesinin hemen altında, idrar kanalını çepeçevre saran bir salgı bezidir. Prostat spermin kadında yaşaması için gerekli sıvının bir kısmını salgılar.
 
BPH - İyi Huylu Prostat Büyümesi

Yaşla paralel olarak büyüyen prostat 50 yaşın üzerindeki erkeklerde İdrar torbası çıkışında büyüyerek idrar çıkışına engel olur. Çok sık görülen bir durumdur. Yaşlanmanın yanı sıra hormonal değişikliklerde bu büyümeyi tetikler.

BPH’nın prostat kanseri olmadığını bilmek gerekir. Aynı zamanda prostat kanseri nedenlerinden değildir.

Prostat büyümesi yaşın ilerlemesi ile her erkeğin karşılaşacağı bir sorundur. Ancak erken teşhis ve doğru tedavi ile bu sorun büyümeden önlenebilir. Prostat büyümesi 40 yaşından sonra başlar, daha önce geçirilmiş hastalıklar doğumsal anomaliler ise erken yaşlarda mesane çıkım tıkanmalarına neden olabilir, Tedavi edilmeyen hastalarda, idrar kesesi (mesane) adalesi kasılma özelliğini kaybederek idrar tam boşalamaz ve biriken idrar, idrar yolları enfeksiyonlarına (iltihaplarına) yol açar. Mesanede biriken idrar arttıkça, böbreklerde oluşup mesaneye inmesi gereken idrar da böbreklerde birikerek böbrek yetmezliğine neden olabilir. Erkekte prostattaki büyümeye bazen prostat kanseri de eşlik edebilir. Özellikle Prostat Kanseri erken donemde çok sinsi seyreder. Prostatta büyüme ve buna bağlı şikayetler olmasa bile Prostat Kanseri bulunabilir, Bu nedenle 40 yaşından sonra risk faktörü olan her erkek düzenli olarak yılda bir kez prostat kontrolü yaptırmalıdır.

Kadınlarda da benzer şikayetler ve idrar kaçırma yaşla ortaya çıkabilir. Çoğunlukla da hekime gitmediklerinden ömür boyu bu sıkıntıyla yaşarlar.

En Sık Rastlanan Prostat Hastalıktan Nelerdir?

1-Prostat iltihabı (Prostatit)
2-Mesane çıkış obstrüksüyon (tıkanıklık) ve darlıkları: Kadın ve erkekte görülme sıklığı eşit     orandadır.
3-Prostat Kanseri
4-İyi Huylu Prostat Büyümesi (Benign Prostat Hiperplazisi)

Prostat Hastalıklarında Belirtiler Nelerdir?

Prostat hastalıklarında aşağıdaki belirtilerden bazıları ya da hepsi görülebilir.
Sık idrara gitme, gece idrara çıkma
İdrar kesesinin tam boşalmadığı hissi
İdrarda çatallanma, sonunda damlama
İdrar gücünde azalma, kesintili idrar yapma
İdrar öncesi bekleme, ani idrar yapma hissi
İdrarda kanama, kemik ağrıları, halsizlik, zayıflama

Prostat Hastalıklarının Teşhisi Nasıl Yapılır?
 
BPH TANISI:

Prostat hastalıklanın teşhisinde en sık kullanılan tanı yöntemleri:

1-Prostat Muayenesi
2-Tam idrar Analizi
3-Ultrasonografi
4-PSA(Prostat Spesifik Antijen):Prostat kanseri için yapılan kan testi.
5-Uroflowmetri:Hastanın özel bir cihaza işetilerek idrar akım hızının ölçülmesi.
6-Sistouretroskopi:Özel bir aletle penisten girilerek, idrar yolları ve prostatın gözle görülmesi.

PSA testi niçin yapılır?

İyi huylu prostat büyümesi(BPH) ve prostat kanseri genellikle aynı yaş gurubunda ortaya çıkar. Bu yaş gurubu da prostat kanserinin ortaya çıktığı ve yaş ilerledikçe kanser riskinin arttığı bir guruptur. Bu nedenle de kan PSA (Prostat-Spesifik Antijen) testi bazı risk guruplarında belirtilen yaş aralıklarında yapılmalıdır. Örneğinin baba , amca, dede gibi çok yakın akrabaların ikisinde prostat kanseri görülmüşse; erkek çocukların 45 yaşında PSA baktırmaları (Deneyimlerimiz (40 yaşında baktırmanın uygun olacağını gösteriyor.), yine baba , amca, dede gibi bir kişide veya yakın akrabalarda görülmüşse 50 yaşında baktırmaları gerekmektedir.

Üroflovmetri ölçümü niçin yapılır?

Üroflovmetri idrar akım hızınızı ölçer. Bu test prostatın idrar akışını engelleyip engellemediğini anlamak için yapılır. Bunun sonucuna göre ilaç tedavisi mi yoksa cerrahi tedavimi gerekiyor karar verilir.

Ürodinami niçin yapılır ?

Tedaviye karar vermeden önce nörojen mesaneyi ekarte etmek gerekir. Nörojen mesaneyi düşündüren bulgular varsa bu amaçla ürodinami yapılabilir.

İşeme sonrası kalan idrar (PMR) neden ölçülür?

Rezidüel idrar ameliyat kararında çok önemlidir. İdrarı yaptıktan sonra mesanede idrar kalıp kalmadığı ölçülür. Eğer mesanede idrar kalıyorsa tam boşalma olmadığını, mesanede fonksiyonel bozukluk olduğunu gösterir.

Prostat Hastalıklarında Tanı ve Tedavi Nasıl Yapılır?

Her hasta için uygun tedavi seçeneği değişebilmektedir. Tedavide en önemli unsur, hastanın şikayet, muayene ve tetkik sonuçlarının doğru değerlendirilerek en faydalı tedavi yönteminin seçilmesidir.

BUNLAR:

1- BEKLE-GÖR TEDAVİSİ:

Eğer hafif idrar şikayetleriniz varsa; doktorunuz genellikle ilaca veya cerrahi müdahaleye ihtiyaç duymaz. Öyleki hastalığınız doktorunuz tarafından yakından izlenecek, ihtiyaç duyduğu zaman farklı bir tedaviye başlayacaktır. Üroloğunuzdan mutlaka hastalığınızı size anlatmasını, bu hastalığın nasıl bir seyir göstereceğini, yaşam tarzınızı nasıl etkileyeceğini, bu belirtilerle nasıl baş edeceğinizi size açıklamasını isteyin.

Çünkü hayatınızda yapacağınız basit yaşam tarzı değişiklikleriyle BPH belirtileriniz düzelebilir. Örnek verecek olursak, akşam 09:00 dan sonra sıvıyı kesmeniz, yatmadan önce idrarınızı yapmanız gece idrara kalkmanızı azaltacaktır. Biber baharatlı yiyeceklerden kaçınmak, daha az alkollü içecek, mesane irritasyonunu engeller.

Bu tür şikayetleri olan erkeklerin oturarak idrar yapması mesanenin tamamen boşalmasına yardımcı olur. Rezidüel idrar olanlarda idrardan 5 dakika sonra idrar yapmaları (ikili işeme) sıkıntılara çözüm sağlayabilir.

Uzun oturma prostat konjesyonunu azaltabilir.

2- İLAÇ TEDAVİSİ:

Büyümüş prostatın rahatsız edici belirtilerini ortadan kaldırmaya yönelik olarak kullanılmaktadır. Ancak devamlı kullanılması gerekmektedir. Zaman içerisinde bazı hastalarda etkisiz kalabilmektedir.
Aşağıdaki ilaçlar kullanılmaktadır.

Bitkisel ilaçlar
Alfa-blokerler

5 Alfa-redüktaz inhibitörleri (5ARI)
Muskarinik reseptör antagonistleri (MRA)
Fosfodiesteraz 5 inhibitörleri (PDE5)
Bu ilaçların kombinasyonları
Kullanılan bu ilaçlar farklı etki mekanizmalarına sahiptir. Her bir grup ilaç farklı bir yoldan etkisini gösterir ve farklı etki ve yan etkilere sahiptirler.
İyi Huylu Prostat Büyümesi İçin İlaç Tedavisi 
İyi huylu prostat büyümesi tanısı konulan hastalara ilaç tedavisi önerilir. Bu tedavi, belirtiler rahatsız edici düzeyde olduğu ve yaşam kalitesini etkilediği zaman önerilir.
 
BPH ile ilişkili belirtilerin tedavisinde çeşitli ilaç grupları kullanılır:

Bitkisel ilaçlar
Alfa-blokerler
5 Alfa-redüktaz inhibitörleri (5ARI)
Muskarinik reseptör antagonistleri (MRA)
Fosfodiesteraz 5 inhibitörleri (PDE5)
Bu ilaçların kombinasyonları
Her bir grup ilaç farklı bir yoldan etkisini gösterir ve farklı etki ve yan etkilere sahiptirler.

Bitkisel İlaçlar
Kabak çekirdeği, Saw palmetto, Güney Afrika yıldız otu, Afrika kuş üzümü Çavdar poleni bu gruptaki ilaçlardandır. Etkinlikleri net değildir. Bu tür ilaçlar mutlaka doktor tavsiyesi ile kullanılmalıdır.
Alfa-reseptör blokerleri

Bu ilaçlar Mesane boynundaki sinirleri etkileyerek prostatın düz kaslarını gevşetir. Bu şekilde  mevcut belirtileri ve idrar akışını iyileştirirerek etki eder.

İyi huylu prostat büyümesi olan erkeklere (BPH) en sık önerilen ilaç grubudur.

Genelde kullanılan bu ilaçlar arasında Alfuzosin, Doxazosin, Tamsulosin, Terazosin, Silodosin gibi ilaçları sayabiliriz.

Genellikle bu ilaçlar prostatın boyutunu küçültmez veya prostat büyümesini engellemez. Bu ilaçların etkileri 24 saat içinde başlar birkaç haftada pik seviyeye çıkar. Mutlaka doktor kontrolü altında kullanılmalıdır. Tansiyon ilcaları ile dikkatli kullanılmalıdır. Bazen baş dönmelerine mide ağrılarına , spermin geri kaçmasına neden olabilir.

İlacı kesince bu yan etkiler kaybolur.

5 Alfa-redüktaz İnhibitörleri (ARI)
5 alfa-redüktaz inhibitörleri (5ARI) Prostat büyümesini önlediği ve prostat küçülmesine neden olduğundan bahsedilse de bu beklenen küçülme değildir.

Bu ilaçlar özellikle cerrahi riski olan hastalarda üriner retansiyon (İdrarda tıkanıklık) riskini ve cerrahi müdahale gereksinimini azaltabilir. Belirtilerin ortadan kalkması uzun zaman alır. Bu süre bazen 1 yılı bulur.

Dutasterid ve  Finasterid gibi iki tür  % ARI bulunur. Sonuçları benzerdir. Etki mekanizması nedeniyle özellikle cinsel sorunları olanlarda cinsel fonksiyonları etkileyebilir. Sertleşme sorunu ortaya çıkarabilir. Bu yan etkiler seyrek görülür. Tedavi kesildikten sonra kaybolur.

Muskarinik Reseptör Antagonistleri (MRA)

Mesanelerinde anormal kasılma olan hastalarda tavsiye edilir. Fakat bunun için hastada nörojen mesane olup olmadığını ekarte etmek gerekir.

Özellikle mesanenin tam boşalamadığı, rezidüel idrar dediğimiz işeme sonrası mesanesinde idrar kalan hastalarda kullanılmaz. Mesane tam olarak boşalamıyorsa ve idrar yapma sonrası mesanede çok fazla idrar kalıyorsa bu ilaçlar genellikle reçete edilmez.

Darifenasin, Tolterodin, Fesoterodin, Oxibutinin, Propiverin, Solifenasin ve Tropisyum klorid gibi ilaçlar bu gruptaki ilaçlardandır.

Yan etkileri:

ağızda ve gözde kuruluk,
kabızlık, idrar yapma güçlüğü,
soğuk algınlığı belirtileri,
bulanık görme,
baş dönmesidir.
Fosfodiesteraz 5 inhibitörleri:
Bu ilaçlar önceleri sertleşme (ED) problemi olan erkeklerde kullanılırken şimdi prostat büyümesi belirtileri olan erkekler de PDE5I ile tedaviden fayda görebilirler.
Fosfodiesteraz 5 inhibitörleri (PDE5I) erektil disfonksiyonun  tedavisinde kullanılan ilaçlardır. Bu ilaçlar ayrıca BPH ile ilişkili belirtileri de iyileştirebilir. PDE5I’nin 3 tipi vardır:
Sildenafil
Tadalafil
Vardenafil
Yan etkileri:
PDE5I’ler baş ağrısı,
baş dönmesi,
hazımsızlık gibi yan etkilere sebep olabilir.

Önemli Nokta: Alfa-blokerlerden doxazosin veya terazosin gibi bazı ilaçlarla kullanılmamalıdır. kalp sorunları olan erkeklerde mutlaka  kardioloji konsültasyonu sonucunda bu ilaçlar kullanılmalıdır.
Yine, kontrol edilemeyen tansiyon problemi olan veya böbrek yetmezliği olan erkeklerde  doktor kontrolünde kullanılmalı. Mümkünse kullanılmamalıdır.

Bazıları görme kaybı , mavi görme gibi sorunları gibi komplikasyonlara neden olur. Bu durumlarda doktorunuzla görüşmekte fayda vardır.

İlaç Kombinasyonları

Doktorunuz size bir ilaç kombinasyonu önerebilir. En sık kullanılan kombinasyonlar:
Alfa-bloker ile 5ARI
Alfa-bloker ile MRA

Bu tedavilerin amacı: Farklı etkileri olan ilaçları bir araya getirerek maximal etki sağlamaktır. Genelde yan etki sıklığı fazla oladuğu için dikkatli kullanılmalıdır. Bu tedavi orta veya şiddetli belirtileri olan erkeklerde önerilir.

3- CERRAHİ TEDAVİ

BPH için yapılan cerrahinin amacı nedir?

Cerrahinin amacı: İlaç tedavisina cevap vermeyen hastalarda BPH belirtilerini dindirmek ve idrar akımını artırmaktır.

BPH için altın standart tedavi nedir?

BPH belirtileri için en sık önerilen cerrahi tedavi prostatın transüretral rezeksiyonudur (TURP). Amaç, belirtilere sebep olan prostat dokusunu (adenomu) minimal invaziv yöntemle uzaklaştırmaktır. TURP şu an için tarif edilen altın standart yöntemdir. Bazı olgularda diğer yöntemler de alternatif olarak önerilmektedir.

Günümüzde lazer denilince halk arasında ultra bir teknoloji, uzay teknolojisi akla gelir. Bu nedenle de bu tür tedavilere meyil çok fazladır.

Halbuki tıpta bir yöntemin altın standart (Gold standart) olması için; binlerce vakalık seriler, çok merkezli karşılaştırmalı çalışmalar yapılması gerekir. Bu da yıllar alır.

Aynı zamanda büyük firmalar bunların malzemelerini temin ettiği ve bu aletleri sattığı için bu teknolojilerin yaygınlaşması için reklama büyük paralar harcamaktadırlar. Bunun sonucu reklamın gücü ile halkımızın kafası karışmaktadır.

Bunlardan greenlight (yeşil ışık) dediğimiz yöntem bir aralar her prostat için kullanılmaya başlandı. Bir süre sonra çok merkezli çalışmalar sonucu alternatif yöntemlerden biri olduğu fakat belirlenmiş sınırlı kullanım alanlarının olduğu, asla altın standart olmadığı ortaya çıktı.

Son zamanlarda ortaya çıkan HOLEP ve RED LİGHT (Kırmızı ışık) yöntemleri için de büyük reklam kampanyaları yapılmakta. Bu yöntemlerinde olmazsa olmaz yöntemler olduğu lanse edilmeye çalışılmakta hatta daha da ileri giderek altın standart olduğu ileri sürülmektedir.

Halbuki EAU (Avrupa Üroloji) AUA(Amerikan Üroloji) kılavuzlarına bakıldığında bunun hiç de böyle olmadığı onlarında belirlenmiş sınırlı kullanım alanları olduğu belirtilmekte. Asla Gold standart (altın standart) olduğundan bahsedilmemektedir. Tabiiki bunlar için de uzun yıllar alan, çok sayıda vakalar ile yapılmış çok merkezli karşılaştırmalı çalışmalara ihtiyaç vardır.
Kapalı Prostat Ameliyatları için en sık kullanılan iki yöntem vardır.

Bunlar:

TUR-P (Transüretral Prostat Rezeksiyonu):

Günümüzde en çok uygulanan ve en etkili ameliyat yöntemlerinden biridir. Özel bir cihazla penisten girilerek idrar yollarını daraltan prostatın parça parça kesilerek çıkarılması yöntemidir.
Lazer Prostatektomi -Ablasyon- Vaporizasyon: Prostatı kesmek veya buharlaştırmak için yoğun ışık kullanan lazer kullanılır.

BPH diğer cerrahi yöntemlerle de tedavi edilebilir:

Transüretral prostat insizyonu (TUIP): TUIP sırasında idrar akımının düzeltilmesi için mesane boynundan itibaren prostata doğru kesi yapılır. Bu işlemde alınan sonuçlar ilaç tedavisi ile benzerdir. Bu nedenle de nadiran kullanılır.BPH tedavisinde nadiren kullanılır.

Prostat stentleri: Stentler idrar yolundaki(üretra) tıkanıklığı ortadan kaldırmakaçık ve idrar akımını artırmak için kullanılır. Anestezi alamayan cerrahiye uygun olmayan erkeklerde önerilir.
Transüretral iğne ablasyonu (TUNA): Isı (radyofrekans enerji) kullanarak prostat dokusunu sertleştirmek için kullanan bir minimal invazif tedavidir. Buradaki maç prostat hacmini azaltmak ve belirtileri düzeltmektir. Anestezi alamayan cerrahiye uygun olmayan erkeklerde önerilir.

Transüretral mikrodalga tedavisi (TUMT) Mikrodalga enerji kullanarak prostat dokusunu sertleştirmek için kullanan minimal invaziv bir tedavi yöntemidir. Amaç prostat hacmini azaltmak ve belirtileri düzeltmektir. Anestezi alamayan cerrahiye uygun olmayan erkeklerde önerilir.

Retrograd ejakülasyon nedir?

Orgazm sırasında normal yoldan çıkan semenin artık atılmayıp, mesane içine kaçarak sonradan idrarla vücuttan atılmasıdır. BPH için yapılan cerrahilerde ameliyat sonrası retrograd ejakülasyon(Spermin geriye kaçması) gelişebilir. Bunun yanısıra kullanılan bazı prostat ilaçları da buna neden olabilir.

Cerrahi tedavi ile erektil disfonksiyon arasında bir ilişki var mıdır?

Çoğu zaman cerrahi erektil disfonksiyona sebep olmaz.

BPH Sosyal yaşantınızı etkiler mi ?

Tabi iki etkiler. Öncelikle sık ortaya çıkan ani sıkışma hissi ve çok sık idrar yapma ihtiyacı bu olumsuzluğun nedenlerindendir. Bu durum bazı insanları o kadar etkiler ki sosyal aktivitelerden uzaklaşırlar. Yakınlarında bir tuvaletin olduğu yerleri tercih ederler.

Gece idrar yapmak için sık uyanmaları ve uykularını yeterli alamadıkları için performansları kaybolur,  enerji seviyeleri düşer ve günlük aktivitelerini yapmakta zorlanırlar. Hatta bunu önlemek için yatağının baş ucuna ördek, şişe koyan hastalar vardır.

Kişisel ilişkiler ve cinsellik etkilenir mi ?

Tabiiki bu olumsuzluk kişisel ilişkilerinize ve cinsel yaşamınızıa da yansır. Cinsel partnerinizle yakınlaşmanız zorlaşabilir. Eğer idrar kaçırma da varsa , eşilik eden ani idrar sıkışmaları ile partnerinize mahcup olmanıza bunun sonucu sertleşme (ED) sorunu yaşamanıza neden olabilir. Kültürümüz gereği erkekler cinsel sorunlarını doktoru ile konuşmaktan rahatsızlık duyarlar. Bu durumda onları depresyona sokar. Toplumdan uzaklaştırır. Aslın doğru olanı bu durumu üroloji uzmanınızla paylaşmanızdır.

KISIRLIK (İNFERTİLİTE)

Kısırlık üreme fonksiyonlarının yerine getirilememesi olarak tanımlanabilir. Genel olarak, gebelikle ilgili herhangi bir korunma olmaksızın bir yıl düzenli cinsel ilişkiye rağmen, çocukları olmayan çiftler için infertilite bir sorundur. Araştırmalara göre evli çiftlerin %15’inde infertilite sorunu bulunmaktadır.infertilite gerek erkek gerekse kadına ait çok çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir. Geçmiş dönemlerde infertil giftlerde araştırma ve tedaviler hep kadın üzerinde yoğunlaşmaktaydı.Oysaki yapılan araştırmalar infertil giftlerde sebebin %50 oranında erkeğe %50 oranında da kadına ait olduğunu ortaya koymuştur, infertilite teşhis ve tedavisinde son yıllarda büyük gelişmeler olmuştur.Yeni teşhis ve tedavi yöntemleri sayesinde daha önce çocuk sahibi olması imkansız gibi görülen pek çok çiftin çocuk sahibi olması mümkün olmuştur. Günümüzde infertilite nedeninin erkeğe ait olup olmadığı yapılacak çok basit muayene ve tetkiklerle ortaya konarak tedaviler uygulanabilmektedir.Erkeğe ait en sık karşılaşılan kısırlık nedenlerinden biri de varikoseldir.

Varikosel Nedir?

Varikosel, tek yada çift tarafli testis(erkek yumurtasi) toplar damarlarının genişlemesi ve kirli kanın testise doğru geri kaçağı olarak tanımlanabilir. Erkeğe ait en sık karşılaşılan kısırlık nedenlerinden biri olmasına rağmen Varikoseli olan erkeklerin bazılarının çocuğu olabilmektedir.Yani varikoseli olan her erkek kısır değildir.

Varikoselin Belirtileri Nelerdir?

Çoğu hastada herhangi bir belirti vermeden sinsi bir şekilde bulunabilir.Yapılan sperm analizindeki bozukluktan şüphe edilerek Ultrasonografi ile teşhis edilebilir.Bununla birlikte hareket ve fazla ayakta kalma sonrasında testiste ve kasıkta ağrı ile de kendini gösterebilir.ileri derecede Varikoseli olan bazı hastalar ise testisin çevresinde ve üzerinde genişlemiş damar yapılarından şikayetle gelirler.

Varikosel Nasıl Teşhis Edilir?

İlerlemiş hastalarda sadece muayene ile genişlemiş damar pakeleri görülebilir yada elle hissedilebilir. Fakat Sper Analizi bozuk olan hastalarda muayene ile tespit edilmese bile Ultrasonografi ile mutlaka Varikosel varlığı araştırmalıdır.

Varikosel Tedavisi Nedir?

Varikoselin tedavisi testisten çıkan toplar damarların (kirli kan damarlarının) ameliyatla bağlanmasından ibarettir. Erkek kısırlığının tedavisinde en sık uygulanan ameliyat yöntemidir. Ancak ameliyatta uygulanan teknik başarı şansını etkilemektedir. Zamanında ve doğru teknikle yapılan Varikosel ameliyatı sperm kalitesini arttırmakta ve gebelik şansını yükseltmektedir. Normal yapılan Varikosel ameliyatında hastalığın tekrarlama şansı %15 iken, Mikrocerrahi (mikroskopla) ile yapılan Varikosel ameliyatında bu oran %1’e düşmektedir.***Mikrocerrahi ile yapılan Varikosel ameliyatı yetenek, uzun eğitim ve tecrübe gerektirir.