• +90 312 446 16 14
  • MAIDAN İş ve Yaşam Mrk. Bilkent Kavşağı / Ankara
  • yasarozgok@gmail.com
Profesyonel Destek Almak İçin
Randevu Alabilirsiniz
Randevu Al

Doktor Özgök İle Sağlıkta İnciler

Yılbaşı-Çam Süsleme

Çam süsleme geleneğinin ''Anadolu Ana Tanrıça İnancı'' ile ilgili olduğunu biliyor muydunuz?

Anadolu kıtalar arasında bir köprü olması dolayısıyla büyük insan göçlerinin önemli bir güzergahı, dolayısıyla son 12 bin yılda insan ırkının en çok karışıp, kaynaştığı ve kültürleriyle birbirini etkilediği cennet mekan bir yerdir. 

Antik dönemden günümüze kadar hemen her uygarlıkta görülen ağaç süsleme, özellikle çam ağacı süslemesi, çam ağacının kışın yapraklarını dökmediği ve daima yeşil kaldığı için ölümsüzlüğü, üzerinde süsleme olarak kullanılan kozalaklar da ağacın tohumlarını barındırıp yeni nesiller oluşturmasından dolayı bereketi simgelemiştir.

Frigya bölgesinde antik adı ''Pessinus'' bugünkü adı ''Ballıhisar'' (Ankara-Eskişehir kara yolu üzerinde Sivrihisar'ın 13 km güneyinde) da geçen bir söylencede: Ana tanrıça ''Kibele'' tapınağında rahip aynı zamanda sevgilisi olan ''Attis''in kendisine sadık kalmayıp evlenmesini hazmedemez ve düğün töreni sırasında Attis'i çıldırtır ve Attis de kendi hayalarını keserek canına kıyar. Kibele bu duruma çok üzülür ve onu bir çam ağacına döndürür. Attis’ten akan kanlardan menekşeler oluşur. Bu olaydan sonra Kibele rahipleri kış mevsimin bitip baharın, yaşam için gerekli olan yeni ürünün, dolayısıyla yeni yılın başlangıcı törenlerinde bir çam ağacını kozalaklar ve menekşelerle süslerler ve bununla Attis'in ölümsüzlüğü sembolize edilirdi.

Sümerlerde Tammuz efsanesine kadar geçmişi olan bu söylence ile insanlar doğayı anlama aşamasında, mevsimleri takip ederek kış geldiğinde doğanın canlılığını yitirdiğini ve baharla birlikte yeniden canlandığı ve ürün verir hale geldiğini, ve çam ağacının yaprak dökmeyip her mevsim yeşil kaldığından dolayı ölümsüzlüğü, aslında yaşamın kendi döngüsü içerisinde devamlılığını belirtmek adına dinsel törenlerinde çam ağacını yüzyıllarca süslediler.

İslamiyet öncesi Türklerde de bu gelenek vardı. ''Nadurgan'' adıyla anılan yeni yıl bayramında da çam ağacı süslenirdi. 

Yeşil, ebedi yaşamı temsilen aynı zamanda İslam inancında da kutsal renktir.

Kökeni Anadolu olan bu çam süsleme geleneği hıristiyan dünyasına Noel ağacı olarak geçmiştir. 

Bu kutsal topraklarda yüzyıllarca gelenek olarak sürdürülen ağaç süsleme batı toplumlarını taklit etmek değildir. Biten bir yıldan yeni bir yıla geçerken gideni uğurlamak, geleni coşku ile karşılamak ve yaşamı renklendirmek adına yapılan geleneksel bir davranıştır.

Yeni gelen yılı Hz. Mevlana‘nın şu rubaisi ile karşılayalım ister misiniz?

''Her gün bir menzilden, bir yerden kalkmak,
Her gün bir konak yerini bırakmak, bir yerde kalmamak,
Akar su gibi hep koşup gitmek, bir yerde donmamak ne güzel şeydir!
Dün geçti, düne ait ne varsa dün gibi geçip gitti,
Bugün yeni şeyler söylemek lazım''.

Yeni yılda yeni şeyler söylemek, güzel ve sağlıklı yaşamak dileğiyle!

Yakup Demirli