• +90 312 446 16 14
  • MAIDAN İş ve Yaşam Mrk. Bilkent Kavşağı / Ankara
  • yasarozgok@gmail.com
Profesyonel Destek Almak İçin
Randevu Alabilirsiniz
Randevu Al

UZMANLIK ALANLARIMIZ

Üroonkoloji

Böbrek Kanseri


GİRİŞ

Böbrek tümörlerinin büyük kısmı maligndir. Bu malign tümörlerin %86’sı böbrek kanseridir. Bu tümör tarihi gelişmeler içinde hipernefroma, Grawitz tümörü, böbrek adenokanseri ve böbrek hücreli kanser (RCC) şeklinde isimlendirilmiştir.
RİSK FAKTÖRLERİ:
1.Adenomlar
2.Viruslar 
3.Karsinojenler:
4.Östrojenler 
5.Sigara
6.Heredite

TANI

Semptomlar, fizik muayene, labaratuvar bulguları ve radyolojik görüntüleme yöntemleriyle konulur. Gerekli olduğu durumlarda perkütan biyopsi yada açık biyopsi uygulanabilir.

BELİRTİLER

1) Hematüri
2) Ağrı
3) Kitle
4) Böbrek tümorlerine özgü olmayan ancak tümor şüphesi uyandıran veya onu destekleyen belirtiler:

  • GİS Semptomları
  • Ateş
  • Hipertansiyon
  • Venöz staz belirtileri
  • Vena kava inferior sendromu
  • Budd Chari sendromu
  • Varikosel
  • Metastazlara bağlı semptomlar

5) Paraneoplastik sendroma bağlı bulgular: Hipertansiyon, galaktore, libido azlığı, hirsutizm vb.

FİZİK MUAYENE BULGULARI

• İlerlemiş ve tümörün büyük boyutlara eriştiği olgularda lomber bölgeyi dolduran ve çoğu kez karnına doğru büyümüş bir kitle palpe edilebilir.
• % 65-70 oranında böbrek iskemisi sonucu hipertansiyon tespit edilir.
• Vena kava ve Vena renalisin tümör trombüsüyle tıkanması sonucu varikosel veya karın venlerinde dilatasyon (Caput medusa), bacaklarda, skrotumda ödem ve karında asit bulunabilir.
• Tümördeki arteriovenöz fistüllere bağlı kitle üzerinde sistolik üfürüm duyulabilir. Bu durumda diyastolik hipertansiyon ve kardiyomegali vardır.
• Sol supraklavikular lenf nodu büyümesi (Wirchow modülü) olabilir.
• Metastatik vakalar zayıf ve anemik görünümündedir.

LABORATUVAR BULGULARI

• İdrar Bulguları: Hematüri, proteinüri, İdrar sedimentinin sitolojik muayenesinde tümör hücrelerinin görülmesi. 
• Fetal enzimlerin incelenmesi: Spesifik olmakla birlikte teşhiste faydalanılabilir. Böbrek tümörlerinde idrarda total laktik asit dehidrogenaz aktivasyonu artmıştır. Prognozu izlemekte yararlı olabilir.
• Onkofetal antijen incelenmesi: Plazma ve idrarda CEA hastaların %50’inde yüksektir. Prognozu izlemede değerlidir.
• İdrar poliaminleri: (Spermin, Spermidin) de tanıda yararlıdır. Ancak non-spesifiktir.
• Kan Bulguları: Anemi, sedimantasyon hızı artışı, karaciğer fonksiyon bozukluğu.
• Kanda onkofetal Ag olan CEA incelenmesi prognoz takibinde önemlidir.
• Paraneoplastik sendroma bağlı bulgular: Eritrositoz, hiperkalsemi, renin yüksekliğine bağlı HT, ACTH benzer madde artısıyla Cushing sendromu olabilir.
• Entoroglukana bağlı protein enteropatisi olabilir.
• Prolaktin artışına bağlı galaktore olabilir.
• İnsülin artışına bağlı hipoglisemi olabilir.
• Gonadotropinlere bağlı lipido azlığı, hirsutizm, amenore görülebilir.

RADYOLOJİK GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ

1-) DÜSG: Böbrek gölgesinin büyüdüğü, bağırsak gazlarının karşıya itildiği, tümör tarafında silik görüntü (kitle görünümü) ve böbrek konturunda tümörün yaptığı belirgin çıkıntı görülür. Psoas gölgesinde silinme, kitleyi düşündürmelidir. % 7-10 oranında tümörde kalsifikasyonlar saptanabilir.
2-) İVP: Genelde non-spesifiktir bununla birlikte tutulan böbrekte olduğu kadar karşı böbrekle de ilgili önemli bilgiler verir.
3-) Ultrasonografi: Görünteleme tetkileri içinde ilk yapılması gereken tetkiklerden birisidir. Çünkü güvenilir, ucuz ve non-invaziv bir yöntemdir. USG’de soliter kist homojen, böbrek tümörü ise heterojen eko verir. % 95 oranında tanı konabilmektedir.
4-) Bilgisayarlı Tomografi (BT): Kitlenin yoğunluğunu gösteren bu yöntemle kistik ve solid kitleleri birbirinden ayırmak mümkündür. Renal bir kitlenin İV kontrast madde verildikten sonra görüntüsü belirginleşiyorsa başka bir deyişle opak maddeyi tutuyorsa, aksi ispatlanıncaya kadar renal cell carcinoma olarak kabul edilir.
5-) Renal Anjiografi: İnvaziv bir yöntem olması nedeniyle son yıllarda diğer yöntemlerle teşhis konulamadığı durumlarda endikedir. Renal hücreli karsinomaların büyük çoğunluğu hipervaskülerdir.
6-) Magnetik Rezonans (MR): Rutin renal kitle araştırmasında MR’a gerek yoktur. Ancak kontrast madde allerjisi olanlarda ve diğer yöntemler ile tanı konulamayan olgularda tercih edilebilir. En büyük dezavantajı pahalı olmasıdır.
7-) Diğer Tanı Yöntemleri: Retrograd Pyelografi, Vena Kavografi, Sintigrafi, Akciğer Grafisi ve Tomografisi, GİS Grafiler, Retroperitoneal Pnemografi, Lenfanjiografi, Perkütan Kist Ponksiyonu, Perkütan Biyopsi, Sistoskopi, Tümör Markerleri

AYRICI TANI

1) Hidronefroz ve Pyonefroz 
2) Polikistik Böbrek Hastalığı
3) Soliter Böbrek Kisti 
4) Renal Tbc
5) Böbrek ve Üreter Taşı
6) Böbrek parankimini infiltre eden pelvis ve kalisyel tümörler 
7) Noroblastoma ve Feokromasitoma 
8) Kronik pyelonefrit
9) Ksantogranulomatöz Pyelonefrit
10) Mesane Kanseri 
11) Ekinokok kisti
12) Fetal lobulasyon ve Hipertrofik Bertini Kolonları
13)Böbreğin metastatik tümörleri: Akciğer, göğüs veya malign melanoma vb.
14) Anjiomyolipoma (Hamartoma)
15) Onkositoma

TEDAVİ

I) Cerrahi Tedavi: Böbrek tümörleri radyoterapi ve kemoterapiye çoğunlukla dirençli oldukları için her evrede radikal nefrektomi uygulanabilir. Bu tedavi Günümüz de Açık Cerrahi ve Laparoskopik Yöntemlerle yapılmaktadır. Artık Laparoskopik töntemler günümüzde açık cerrahiye alternatif yöntemler olarak ortaya çıkmaktadır.
Evre III ve IV’te cerrahi tedaviye ilaveten, RT ve KT uygulanabilmektedir. Son yıllarda 4 cm ve altındaki kitlelerde anatomik pozisyon uygunsa nefron koruyucu cerrahi teknikleri uygulanabilmektedir.
II) Embolizasyon Tedavisi
III) Radyoterapi (RT)
IV) Kemoterapi
V) Hormonal tedavi
VI) İmmunoterapi
VII) Retinoidler
VIII) Gen tedavisi

SEVK KRİTERLERİ

Herhangi bir radyolojik görüntüleme yönteminde böbrekte kitle imajı tespit edilen hasta zaman kaybedilmeden tam teşekküllü bir hastaneye sevk edilmelidir.